Sanırım, bir şeyleri daha iyi anlamaya başladıkça masum kalabilmemiz de bir o kadar zorlaşıyor. Hatta çoğunlukla , anladıkça masumiyetimizi o ölçüde kaybediyoruz. Çünkü dikkat etmemiz gereken daha fazla detayın farkına varmak, beraberinde onlara dikkat etme isteği getirmiyor. Yani fark ediyoruz ama bazen onları gözardı ediyoruz. Bu ise bizi anladıklarımızdan sorumlu kişiler yapıyor.
Sizce masumiyet nedir? Masumiyet sadece kötü bir eylemde bulunmamış olmak mıdır? Bazen eylemsizlik de saf kötülük olabilir. Örneğin ölmekte olan bir insana nasıl yardım edebileceğini anlamış birisinin eylemsiz kalması onu bizzat öldürmesinden farksızdır. Bu yüzden anlıyor olmak, sorumlu olmayı gerektirir. Bana kalırsa masumiyetin en saf hali, anlamıyor olmaktır. Bu yüzden hayvanlar ve çocuklar masumdur. Sanırım, bu dünyada zihinsel olarak kirlenebilen tek varlık, insandır. Çünkü, sadece insan anlayabilir.
Şu ana kadar anlamanın bir çeşit yücelik olduğunu düşünüyordum. Fakat artık söyleyebilirim ki anlamak, sadece inanılan doğruyu seçme azim ve kararlılığı ile yücelik olabiliyor. Diğer türlüsü sadece aşağılıktan ibarettir. Anladıkça, yeni sorumluluk bilinçleri kazanırız. Fakat sorumluluk bilinci, sorumluluğa karşı duyarlı olmak anlamına gelmiyor. Sanırım, bu durum insan olarak her birimizin açmazı. İşte bu yüzden, bir şeyleri daha çok anladıkça daha çok kirleniyoruz.
Benim hikayem bu yüzden talihsiz bir hikaye. Çünkü bilgi ve anlayışım arttıkça sorumluluk azmim de o ölçüde kayboldu. Bunun en önemli sebebi, hayata karşı tüm heves ve arzularımın kırılmasıydı. İnsan, hayata karşı bu denli hissizlestiğinde sorumluluklarına karşı da duyarsızlaşıyor. Bu duyarsızlıkla daha fazla düşünmek ve daha fazla anlamak, beni sadece daha fazla kirletti. Sanki eskisi gibi bir amaç edinip yaşama arzusuna geri kavuşabilirsem belki sorumluluklarıma daha duyarlı olabilirdim. Fakat, bunu bir türlü başaramıyorum. Çünkü geçip giden bu günlerimden hiç bir amaç devşiremiyorum.
Hiç bir amaç edinemesem de, kendimi hep özgür hissetmek istedim. Bence, anlayabilmenin en önemli unsuru, insanın kendisini özgür hissetmesidir. Bu konuda yeterince düşündüm sanırım. İnsan kendinin seçmediğini hissettiği bir seçimi anlamak da istemiyor. Belki de bu yüzden yüce yaratıcı bizi kendi seçimlerimizde özgür hissetmemiz için gerekli tüm şüpheleri de var etti. Aslında insanın anlama sınırı kafasında çizdiği sınırlardır. Ve insan, ancak o sınırları aşarak daha fazla anlayabilir. Bu yüzden bence, hiç bir ahlaki veya örfi sınır tanımayan insanlar bir şeyleri daha fazla anlayabilirler. Fakat bu anlayışları, onları sadece daha fazla kirletir. Bu yüzden bana kalırsa, daha fazla özgürlüğün bedeli, daha az masum kalmak yeni daha fazla kirlenmektir. İşte bu sebeple, namuslu insanlar, köle ruhlu insanlardır.